KADİR UĞUR DAYIOĞLU
Manisa; Mayıs ayı Yükselen Sokak, apartmanın önü üç çocuk babalarına yalvarıyor: “baba ne olur ne olur”. Baba “olmaz” diyor tüyleri olmayan zayıf mı zayıf zavallı bir köpek onlara bakıp yavaş yavaş kuyruk sallarken. Kakülleri ve sakalları sanki bir terrier gibi; ama bitap… Baba “olmaz” diyor yine; çocuklardan biri köpeğe sarılıyor, yine veda vakti. Anlatamıyor bütün bir yıl her sabah birlikte okula gittiklerini ve her akşam okul çıkışı onu orada beklediğini. Sipil ‘e yaylaya doğru yola çıkıyorlar; dağda elektrik yok, gaz lambaları için şehir dışındaki benzinciden gaz alacaklar. 5-6 km ilerideki benzinciye giriyorlar. Çocuk “geldi, geldi, burada” diyor.
Arabanın ardından koşmuş bitap köpek yavaş yavaş kuyruk sallıyor babaya. Bakıyor baba “adı puik olsun” diyor… Yıllar sonra Kökekuba ‘nın adını koyacak olan babam ilk gerçek köpeğimin, sevgimin ismini koymuş oluyor.
Hayatım onlarla geçti. Ben çok şanslıyım, onlardan çok şey öğrendim, onlar bana yardımcı oldu yoldaş oldu; bende hekim oldum onların hekimi…
Çocukluğum Manisa ‘da geçti; ortaokul ve lise yıllarım boyunca tüm ilgim hayvanlardı. Benden 3 yaş büyük ağabeyimle (o da veteriner hekim şu an) bir çok hayvanla tanışma fırsatımız oldu. Babamın yazıhanesinde bize bir kümes yapması, güvercinlerle tanışmamızı sağladı. O güvercinlerin bazıları hayatımda hala anılarıyla çok önemli yer tutmaktadır. Muhabbet kuşlarımız oldu. Kanaryalarımız, ipek böceklerimiz, tavşanlarımız, horozlarımız, farelerimiz, ördeklerimiz, sincaplarımız, balıklarımız, kaplumbağalarımız, kertenkelelerimiz, salyangozlarımız ve daha nice türlerle tanıştık. Bebek kediler büyüttük, anneleri ölmüş kirpi yavruları yetiştirdik. Manisa ‘da şehirde hapis kalmış yüzlerce kaplumbağayı Sipil ‘e taşıdık.
Babam estetiğin önemini yaptıklarıyla gösteren Manisa ‘ya aşık gerçek bir halk adamıydı. Manisa ‘da iki dönem belediye başkanlığı yaptı; rant ve rüşvet onun döneminde Manisa’ya giremedi. Her boşluğa parklar yaptı. Bu parklardan biri de Manisa çiftlik hayvanları bahçesiydi. Tavuklar, ördekler, inekler, atlar, develer, köpekler, güvercinler, kuğular, mandalar, koyunlar, keçiler burada özgürdü. Burada gönüllü çalıştık ağabeyimle yazları hayatımın en mutlu günleriydi. Bu kadar hayvanın özgürce nasıl dost yaşadığını gördüm. Hatta kötü insanlardan el konulan 2 ayı dahi vardı. Çok şey öğrendim, babamın başkanlığından sonra yeni gelenin talimatıyla oranın nasıl talan edilip sevgili dostlarımızdan bazılarını yediklerini öğrenince insan gerçeğini de öğrendim.
Ankara Veteriner Fakültesindeki ilk yıllarımda ufak çaplı bir şok yaşadım. O yıllarda veteriner fakültelerinden köpek, kedi ve egzotik hayvanlarla ilgili alabileceğiniz pek bir şey yoktu ki bir çok hocamız evde kedi köpek beslemeye bile karşıydı. Ama biz yılmadık ağabeyimle (Bursa Uludağ Veteriner Fakültesinden Ankara Veteriner Fakültesine gelmişti kendisi). Öğrenci evine çıkar çıkmaz Puik’le, Baf’ı getirdik. Yanımıza sınıf arkadaşım Mehmet Uluutku ve köpeği Cino’yu da aldık. Yenimahalle memur evlerinin birinin zemininde küçük bir öğrenci evi olan o ev kısa zamanda rehabilitasyon merkezine döndü. Hasta kediler, köpekler, güvercinler, kargalar hatta uzunca bir süre bir çaylağa ev sahipliği yaptı. Akvaryumlarımız, tavşanlarımız vardı…
Ankara Belediye Başkanı o yıllarda Murat Karayalçın’dı. Belediyenin bünyesinde bir hayvan koruma komitesi kurup çok güzel çalışmalar yaptık. O yıllarda öğrenciler dernek kuramıyor, derneklere üye olamıyordu. Hatta Manisa Doğayı ve Hayvanları koruma derneğine üye olduğumuz için savcılık bizi sorguya almıştı. Öğrencilik yılları içine birde Puik’in doğumu. Ekim de böylece hayatımıza girdi benim eşek kafalı sert oğlum. 17 sene bizimle yaşadı…
Kızım Doğa. Puik ve Ekim’le birlikte büyüdü. Konuşmadan önce havladı. Puik öldüğünde Sipil’e ıhlamur ağacının altına birlikte gömdük. Nova’nın ve Kırpık’ın hayatımıza girmesi gibi gidenlerin de olduğunu öğrendi. 5 yaşındayken Nova’yı yalnız gezdirebiliyordu.
Şu an köpeklerim Kırpık, Gölge ve Punk’la birlikte yaşamaktayım. Yeni Kökekuba’da vizyonumuza ve misyonumuza bağlı ekibimizle tüm gücümüzle daha iyiye doğru ilerlemekteyiz…